İnci Pastanesi
Profiterol ve Beyoğlu kelimelerinin birçoklarının aklında hızlı bir şekilde çağrışım uyandırdığı, devamında da yüzünde bir tebessüm bıraktığı İnci Pastanesi, 73 yıllık serüvenine 4 yıldır Mis Sokak’taki yeni yerinde devam ediyor.
İnci Pastanesi her ne kadar 1944 yılında Cercle d’Orient (Büyük Kulüp) binasında açılmış olsa da, kurucusu Luka Zigoris’in, bizzat mucidi olduğu profiterol ile olan geçmişi biraz daha eskiye dayanıyor. 1940’lı yılların henüz başlarında Galatasaray’da kiraladığı atölyesinde, sonraları dillere destan olacak profiterolünü diğer pastanelere dağıtan Zigoris, profiterolünün bu denli beğenilmesiyle birlikte kendi pastanesini açıyor. Öncesinde Atatürk’ün gömlekçi dükkanı olarak da hizmet vermiş olan dükkan, 68 yıllık süre zarfında İstanbul’un simgelerinden birisi haline gelecektir.
Adeta pastanenin bütün yaşanmışlığını ispatlarcasına ortasından oyulmuş olan mermere basarak adımınızı attığınız küçücük dükkanda, kafanızı soluna çevirmenizle beraber gördüğünüz dizili profiteroller, daha o anda mutlu olmanıza yetmekteydi. Yeni dükkan ile beraber bu hislerin yaşanması oldukça zorlaşmış olsa da, profiterolün lezzetinde en ufak bir değişiklik yok. Pastanede profiterolün yanı sıra çikolata, pasta ve poğaça çeşitleri de satılıyor. Tüm ürünlerini dükkanın arka tarafındaki imalathanesinde üreten İnci Pastanesi’nin limonatasını da denemenizde fayda var.
Pastanenin Bay Luka’dan sonraki işletmecisi olan Murat Ateş, sırlarının kullandıkları üründe yattığını söylüyor. Mamüllerinde kullandığı un, yağ ve şekeri bizzat kendisinin aldığını belirten ateş, en yüksek kaliteden asla ödün vermediğini söylüyor.
2012 yılının Aralık ayında, içinde bulunduğu Cercle d’Orient ve yan komşusu Emek Sineması’nın AVM furyasına yenik düşmesiyle birlikte, tüm direniş çabalarına karşın 68 yıllık dükkanına veda etmek zorunda kaldı. İnci Pastanesi şimdilerdeyse hayatına daha sessiz bir şekilde Mis Sokak’taki yeni yerinde devam ediyor.
İnci Pastanesi her ne kadar 1944 yılında Cercle d’Orient (Büyük Kulüp) binasında açılmış olsa da, kurucusu Luka Zigoris’in, bizzat mucidi olduğu profiterol ile olan geçmişi biraz daha eskiye dayanıyor. 1940’lı yılların henüz başlarında Galatasaray’da kiraladığı atölyesinde, sonraları dillere destan olacak profiterolünü diğer pastanelere dağıtan Zigoris, profiterolünün bu denli beğenilmesiyle birlikte kendi pastanesini açıyor. Öncesinde Atatürk’ün gömlekçi dükkanı olarak da hizmet vermiş olan dükkan, 68 yıllık süre zarfında İstanbul’un simgelerinden birisi haline gelecektir.
Adeta pastanenin bütün yaşanmışlığını ispatlarcasına ortasından oyulmuş olan mermere basarak adımınızı attığınız küçücük dükkanda, kafanızı soluna çevirmenizle beraber gördüğünüz dizili profiteroller, daha o anda mutlu olmanıza yetmekteydi. Yeni dükkan ile beraber bu hislerin yaşanması oldukça zorlaşmış olsa da, profiterolün lezzetinde en ufak bir değişiklik yok. Pastanede profiterolün yanı sıra çikolata, pasta ve poğaça çeşitleri de satılıyor. Tüm ürünlerini dükkanın arka tarafındaki imalathanesinde üreten İnci Pastanesi’nin limonatasını da denemenizde fayda var.
Pastanenin Bay Luka’dan sonraki işletmecisi olan Murat Ateş, sırlarının kullandıkları üründe yattığını söylüyor. Mamüllerinde kullandığı un, yağ ve şekeri bizzat kendisinin aldığını belirten ateş, en yüksek kaliteden asla ödün vermediğini söylüyor.
2012 yılının Aralık ayında, içinde bulunduğu Cercle d’Orient ve yan komşusu Emek Sineması’nın AVM furyasına yenik düşmesiyle birlikte, tüm direniş çabalarına karşın 68 yıllık dükkanına veda etmek zorunda kaldı. İnci Pastanesi şimdilerdeyse hayatına daha sessiz bir şekilde Mis Sokak’taki yeni yerinde devam ediyor.
Yorumlar
Yorum Gönder